SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 137 >>

DEVAM: 53. Abdest Organlarının İkişer Kere Yıkanması

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا زَيْدٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ قَالَ لَنَا ابْنُ عَبَّاسٍ أَتُحِبُّونَ أَنْ أُرِيَكُمْ كَيْفَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَوَضَّأُ فَدَعَا بِإِنَاءٍ فِيهِ مَاءٌ فَاغْتَرَفَ غَرْفَةً بِيَدِهِ الْيُمْنَى فَتَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ ثُمَّ أَخَذَ أُخْرَى فَجَمَعَ بِهَا يَدَيْهِ ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثُمَّ أَخَذَ أُخْرَى فَغَسَلَ بِهَا يَدَهُ الْيُمْنَى ثُمَّ أَخَذَ أُخْرَى فَغَسَلَ بِهَا يَدَهُ الْيُسْرَى ثُمَّ قَبَضَ قَبْضَةً مِنْ الْمَاءِ ثُمَّ نَفَضَ يَدَهُ ثُمَّ مَسَحَ بِهَا رَأْسَهُ وَأُذُنَيْهِ ثُمَّ قَبَضَ قَبْضَةً أُخْرَى مِنْ الْمَاءِ فَرَشَّ عَلَى رِجْلِهِ الْيُمْنَى وَفِيهَا النَّعْلُ ثُمَّ مَسَحَهَا بِيَدَيْهِ يَدٍ فَوْقَ الْقَدَمِ وَيَدٍ تَحْتَ النَّعْلِ ثُمَّ صَنَعَ بِالْيُسْرَى مِثْلَ ذَلِكَ

 

Ata b. Yesar'dan, demiştir ki; "İbn Abbas (r.a.) bize, "Size Resullullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın nasıl abdest aldığını göstermemi arzu eder misiniz?" dedi ve içinde su bulunan bir kap isteyip, o su'dan sağ eliyle bir avuç alarak ağzına ve burnuna su verdi, sonra bir avuç daha su alıp iki elini birleştirip yüzünü yıkadı, sonra bir avuç su daha alıp onunla sağ elini, tekrar bir avuç su daha alıp onunla da sol elini yıkadı. Nihayet bir avuç su daha alıp elini silkeledikten sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra da bir avuç su daha alıp nalin'li olan sağ ayağının üzerine serpti ve sağ ayağını, elinin biri ayağının üstünde öbürü de nalin'in altıda olmak üzere iki eliyle mesh etti. Sonra sol ayağına da aynı şeyi yaptı."

 

 

Diğer tahric: Buhari, tahare, Tirmizi, tahare; ibn Mace, tahare; Nesai, tahare

 

AÇIKLAMA:     Hadiste geçen ellerini silkelemesinden maksat, elde bulunan suyun dökülmesidir. Ellerde kalan suyu silkelemek değildir. Esasen elleri bu manada silkelemek caiz de değildir. Nitekim Bezlu'l-mechud yazarı "el-Envar li-ameli'I-Ebrar" isimli eserde elleri silkelemenin mekruh olduğu kaydedilmiştir, demektedir.

 

Gerçekten de mevzumuzu teşkil eden Hadiste söz konusu edilen "ayaklar üzerine su serpmek"ten maksat suyu gerçek manada serpmek değil, ayağı israfa varmayacak şekilde mümkün olduğu kadar az bir suyla yıkamaktır. Umumiyetle su israfı ayaklarda olduğu için bu israftan sakındırmak gayesiyle "ayaklarını az su ile yıkadı” manasında "ayakları üzerine su serpti" tabiri kullanılmıştır. Nitekim Buhari'nin rivayetinde "ayağını yıkadı" tabiri de geçmektedir.

 

Ayaklarının nalinli iken mesh edilmesine gelince, Hafız ibn Hacer, "Buradaki meshten maksat ayakların her tarafına suyun erişmesini sağlamak için suyu ayakların üzerine yukarıdan dökmektir" diyor. Yine Ibn Hacer, Buhari Şerhi'nde bu Hadis üzerinde dururken; aslında bu hadiste ayakların yıkandığı açıkça söylenmiyorsa da bu mana metinde geçen "fi" harfi ' cerrinden anlaşılıyor. Zira bu harf-i cerr meshetmek fiiliyle değil, yıkamak fiiliyle kullanılır. Eğer ayaklar üzerine meshetmek kastedüseydi "fi" yerine "ala" harfi cerri kullanılırdı, diyor.

 

ibn Hacer, ayakların nalinli olmasının, suyun ayakların altına geçmesine engel olmayacağını çünkü, bu nalinlerin suyun ayakların altına geçmesine engel olmayan "sebtiyye" denilen bir nalin çeşidi olduğunu sözlerine ilave ediyor. Bir eliyle nalinin altından da tutmasından maksadın, nalin'in ayağa temas eden kısmı olduğunu söyleyenler de vardır. Bu durumda artık suyun ayağın altına erişmesi kesindir. Lakin bu hadis zayıftır. Bir delil niteliği taşımaktan uzaktır.

 

İbn Hacer, "nalinin altından tutmaktan maksat mecazen ayağın altından tutmaktır. Eğer böyle değilse o zaman bu hadis şaz bir hadis demektir. Bu hadisin ravisi Hişam b. Sa'd'a itimat edilmezken sağlam hadislere ters düşen bu manadaki bir rivayeti nasıl kabul edilebilir?" diyerek sözlerine son vermektedir. Bu mevzuda 117. hadise de müracaat edilebilir.